Akademik Çürümede Yeni Adım!
03.06.2020 ÇarşambaAkademik Çürümede Yeni Adım!
Yükseköğretimde son zamanlarda sıklıkla tanık olduğumuz yayın ve atıf çeteleri, intihaller gibi etik ihlallere bir yenisi daha eklendi!
En ciddi etik ihlal, emek hırsızlığı olan başkasının kitabını kendi adıyla yayınlama, YÖK’ün bir süre önce “Yükseköğretim Kurumları Dersleri” adıyla gururla duyurduğu ve erişime açtığı yokdersleri.gov.tr sitesinde görüldü. Bu sitede İİBF Maliye bölümündeki derslerde Murat Çak’ın “Kamu Ekonomisi” adıyla yayınlanan “ders notları”, Hülya Kirmanoğlu’nun “Kamu Ekonomisi Analizi” kitabının son 2 bölümü hariç neredeyse aynısıdır!
Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koymak hem fikir ve sanat eserleri kanununa göre hapis cezası, hem de YÖK kanununa göre akademik bir kadroya bir daha atanmamak üzere üniversite öğretim mesleğinden çıkartılma cezası gerektiren bir suçtur. Üniversitedeki en ciddi etik ihlal olan bu durum “ÜAK bilimsel araştırma ve yayın etiği yönergesi” başta olmak üzere birçok belgede defalarca tanımlanmıştır. Tüm bunlara rağmen YÖK, bu kitapları kontrol etmeden yayınlayarak bu suça ortaklık etmiş, intihale konu olan kitabı yüzlerce kişiye yaymıştır. Göz göre göre bu ihlâlin “YÖK dersleri platformu” gibi merkezî ve herkese açık bir mecrada yapılmış olması basit bir “yanlışlık” değildir, Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin geldiği çürümüşlük düzeyini hepimize yeniden göstermektedir.
23 Mart tarihinde, “uzaktan eğitim” başlangıcı ile birlikte ilan edilen ve YÖK’ün 2020 yılı hedefleri arasında olduğunu bildiğimiz “YÖK dersleri platformu” uygulaması tıpkı “uzaktan eğitim” gibi sakat doğmuştur. “Bilgi satılamaz, paylaşılır” dediğimiz için “açık kaynak, açık erişim” fikri elbette desteklediğimiz bir uygulamadır. Ancak bir başkasının emeğini kendine mal ederek değil! Nasıl ki “uzaktan eğitim”, gerekli alt yapının olup olmadığı, ders vermesi beklenen akademisyenlerin buna hazır olup olmadığı, öğrencilerin durumu gibi konular hiç düşünülmeden tepeden inme bir şekilde hayata geçirildi ise, “YÖK dersleri platformu” da birdenbire hayatımıza girmiştir. Platformun renkli tanıtımları basında defalarca yer almış, ama ilkelerden hiç bahsedilmemiştir. Son dönem etik ihlaller konusu üniversitelerde hızla yayılmışken, böylesine geniş bir platformun işleyişine dair ilkelerin ilân edilmemiş olması, etik konulardan hiç bahsedilmemiş olması, bizi bu güne getirmiştir. Sonuç: üniversitelerdeki etik ihlallerin “YÖK dersleri platformu” gibi merkezî bir platforma da yayılmış olmasıdır.
YÖK dersleri platformunda yayınlanan kitaplarda saptadığımız bu örneğin dışında daha fazla örnek olduğunu tahmin ediyoruz. Bu güne kadar nasıl üniversitelerdeki etik ihlalleri defalarca gündeme getirdiysek, bu günden sonra da gündeme getirmeye devam edeceğiz. Eğitim Sen üniversite etik ihlal komisyonumuz YÖK dersleri platformunda yayınlanan kitaplara dair incelemesini sürdürüyor. Tespit ettiğimiz diğer ihlalleri de ifşa edeceğimizin, hukuki girişimlerde bulunacağımızın ve hesap soracağımızın bilinmesini isteriz. Üniversitedeki çürümeye karşı mücadelemiz, insan toplum ve doğa yararına üniversiteye ulaşıncaya kadar sürecektir.
Eğitim Sen Yükseköğretim Bürosu