Devlet Eliyle Emek Sömürüsünü Yaygınlaştıran MESEM Uygulamasına Son Verilmelidir!
22.04.2022 CumaDevlet Eliyle Emek Sömürüsünü Yaygınlaştıran MESEM Uygulamasına Son Verilmelidir!
2021 yılının Aralık ayında 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle mesleki eğitim merkezlerinin (MESEM) yaygınlaştırılması ve meslek lisesi öğrencilerinin işletmelerde ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının önü açılmıştır. Türkiye’nin çeşitli illerinde öğrenciler ve aileleri, afiş ve ilanlarla mesleki eğitim merkezlerine yönlendirilmeye başlanmıştır. Açılan mesleki eğitim merkezi programında haftada 1 gün okulda teorik eğitim, 4 gün ise işletmede ‘beceri eğitimi’ verileceği, mesleki ve teknik Anadolu lisesi diploması ile birlikte çıraklık, kalfalık, ustalık belgesi ile vatandaşlara iş kurma imkânının sunulacağı iddia edilmektedir.
MESEM programı öğrencilerin erken yaşta çalışma hayatına girerek meslek edinmesi, genç işsizlik oranını düşürmek, sınıfını geçememiş, öğrenim hakkı bitmiş öğrencilere alternatif yaratmak ve sektörlere istihdam yaratmak gibi hedeflerle gündeme gelmiştir. Ancak uygulama örgün eğitimdeki tüm öğrencilere bir seçenek olarak sunulmaktadır. Meslek liselerine devam eden öğrencilerin tamamına yakınının yoksul emekçi çocuklar olduğu, okul masraflarının ailelerin sırtında ciddi bir yük haline geldiği bir dönemde, öğrencilerin örgün eğitimin dışına çıkarak bir an önce ‘meslek sahibi olması’ ve ‘para kazanması’ fikri ilk anda ne kadar cazip gelse de, pratikte çok sayıda olumsuzluk yaşanmaktadır.
Ortaokulu bitiren öğrenciler, 4 gün kendisi için belirlenen iş yerine gidip çalışacak, haftada 1 gün mesleki eğitim merkezlerine gidip ders görecektir. Öğrenci 9.,10 ve 11. sınıfta ise aylık 1.276 lira, 12. sınıfta ise aylık 2.126 lira alacaktır. Lise mezunu olup meslek öğrenecek olanlar veya kalfalık ve ustalık belgesi almak isteyenler 27 hafta (6 ay) telafi eğitimine gidip aylık 2.126 lira ücret alacaktır. Ödenecek ücretlerin çalışılan iş yeri tarafından değil, işsizler için kullanılması gereken İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak olması, asıl amacın meslek edindirme olmadığını açıkça göstermektedir.
MEB’in öğrenci sayısını kısa sürede 410 bine çıkarmakla övündüğü sisteme dâhil olanların yarısına yakını 18 yaşın altındadır. MESEM için 1 milyon öğrenci hedefi koyan iktidar, aynı zamanda 1 milyon öğrenciyi eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakmayı, onların emeğini patronlara ucuz emek olarak sunmayı hedeflemektedir. Asgari ücretle bile geçinmenin mümkün olmadığı koşullarda öğrencileri asgari ücretin üçte birine çalıştırmak kabul edilemez.
Öğrencilerin 15 yaşından itibaren işverenin insafına, piyasa hukukunun katı kurallarına terk edilmesi, üstelik bunun bizzat MEB eliyle yapılması düşündürücüdür. Öğrencilerin ‘okul’ içinde öğrenme hakları fiilen ellerinden alınırken, ucuz emek sömürüsü olarak işleyen bu mekanizmayı bir eğitim uygulaması olarak değerlendirmek mümkün değildir.
Öğrencilerimizin; tek amacı kâr olan patronun, hiçbir pedagojik eğitimi olmayan ustabaşının insafına ve piyasa hukukuna terk edilmesi doğru değildir. Öğrencilerin okul ve iş hayatını birlikte sürdürecekleri üzerinden yapılan propaganda, meslek lisesi öğrencilerini zorunlu ve örgün eğitimden uzaklaştırma anlamını da taşımaktadır. Devletin zorunlu eğitim kapsamındaki çocukları işverene ucuz iş gücü olarak sunması, üstelik bunu kamu kaynaklarını kullanarak yapması suçtur.
Eğitim hakkının tamamen yok sayıldığı, ‘fırsat eşitliği’ perdesi altında sürdürülen piyasa merkezli eğitim modelinin asıl hedefi mesleki eğitimin kamusal niteliğini adım adım tasfiye etmek ve mesleki eğitimi MESEM gibi uygulamalar üzerinden adım adım özel sektöre devretmektir. Nitekim MEB, yıllardır mesleki eğitimi sermayenin dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmekte, kamu kaynaklarını mesleki eğitimin niteliğini arttırmak için değil, patronlara destek için kullanmaktadır.
Eğitim Sen olarak, halen 12 yıl olan örgün eğitim süresini fiilen 8 yıla indiren ve devlet eliyle ucuz işçiliği özendiren MESEM programına karşı tüm eğitim emekçilerini, öğrencilerimizi ve velilerimizi uyarıyor, öğrencilerimizi ucuz emek kaynağı haline getiren bu uygulamaya derhal son verilmesini talep ediyoruz.