Doğum Yapmayan Kadın Vatan Haini Mi?
03.02.2016 ÇarşambaBaşbakan Davutoğlu, bugün yaptığı açıklamada ‘’Bizim için doğum yapan kadın hem mübarek annelik görevini yerine getiriyor hem de aslında vatani bir görev yapıyor. Doğum yapan bütün kadınlarımızın hizmeti vatani bir hizmet gibidir ve doğum süresi de onun için memuriyetten sayılmalıdır.” dedi. Davutoğlu’nun sarf ettiği bu sözler AKP zihniyetinin kadını metalaştıran ve şimdiye dek izlediği politikaların bir devamı mahiyetindedir.
Kendinden önce Başbakan olan ve kadınlara sürekli “3 çocuk, 5 çocuk yapın!” şeklinde tavsiyelerde bulunan Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ı örnek alan Başbakan Ahmet Davutoğlu da “Bizim için doğum yapan kadın hem mübarek bir görev yapıyor hem de vatani bir görev yapıyor.” diyerek kadınların doğum yapmasına yeni bir misyon biçti. Kadınların sadece anne olarak var olabileceğini ifade eden Davutoğlu, ‘’Kürtaj cinayettir.’’ diyen Erdoğan’ın izinden gittiğini gösterdi.
AKP bir kez daha kadının toplumsal rolünü annelik üzerinden tanımladı. Aile içindeki eşitsiz rol ve görev dağılımının sonuçlarından birisi de kadınların çalışma yaşamına eşitsiz bir şekilde dahil olmaları ve eşitsizliğin burada da devam etmesidir. Söz konusu eşitsizliğin etkileri daha en başta, kadınların çalışma yaşamına sınırlı derece katılmalarıyla kendini göstermeye başlamıştır. Geleneksel iş bölümü kadınlara annelik görevini biçmiş ve sonrasında yarı zamanlı, esnek, güvencesiz, eksik sigorta primleriyle çalışma seçeneğini dayatmıştır.
AKP, iktidarı boyunca kadın bedenine yönelik cinsiyetçi söylem ve uygulamalarla kadın bedenine yönelik tahakkümcü erkek aklını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Dünyada kadın katliamlarının en çok yaşandığı ülke sıralamasında neredeyse ilk sıralara giren, her 4 saatte bir kadının cinsel saldırıya uğradığı ülkemizde Davutoğlu’nun, “Bizim için doğum yapan kadın hem mübarek bir görev yapıyor hem de vatani bir görev yapıyor.” şeklindeki açıklaması AKP’nin kadına bakış açısının, erkek egemen sistemin kadına biçtiği rolün en belirgin halidir.
AKP hükümeti bir taraftan kadın doğurganlığını teşvik edip ve onu “vatan” söylemiyle kolektif hale getirerek kadınların kendi bedenleri üzerindeki söz hakkını devlete, topluma ve erkeğe bırakmakta diğer taraftan bu söylemlerle nüfus planlaması yaparak; ucuz iş gücü sağlamayı ve daha çok asker yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Davutoğlu’nun bugün sarf ettiği bu sözlerin zamanlaması da manidardır. Son çıkan torba yasayla kamuda esnek çalışma düzenini kadın doğurganlığı üzerinden biçimlendirmeyi öngören yasal düzenlemeler TBMM ‘den geçmişken buna yönelik tepkilerin azaltılması için doğurganlığa bir kutsiyet atfedilmesi bizler açısından şaşırtıcı değildir.
Kadın bedeninin vatanla sembolize edilmesi diğer taraftan yaşanan çatışmalı ortamda milliyetçilikten ve militarizmden beslenen politik hattın bir uzantısı ve kadınların buna entegre edilmesi çabasıdır.
Eğitim Sen olarak, kadın bedenine yönelik her türlü cinsiyetçi söylemin ve AKP’nin kadın düşmanı politikalarının karşısında olmaya ve bu politikaları deşifre etmeye devam edeceğiz.