Siyasi iktidarın kendi hegemonyasını kabul ettirmek için kontrolü altında olan tüm aygıtları kullanacağını artık biliyoruz. Hegemonyasına rıza gösteren sınıflara milliyetçilik ve muhafazakarlık üzerine inşa edilmiş bir siyasetle önderlik yapmaya çalışan siyasi iktidar, hegemonyasına muhalefet eden kesimleri de tasfiye etmenin yöntemlerini geliştirmeye çalışmaktadır. Kayyum atamaları, gözaltılar, tutuklamalar, soruşturmalar, yandaş basın ve troller aracılığıyla hedef gösterilmeler tasfiye etmeninin veya tasfiye etme arayışının farklı biçimleri olarak karşımıza çıkıyor.
Çorum katliamının acısını hala içimizde yaşıyoruz. İnsanların kimlikleri, inançları ve tercihlerinden dolayı katledilmesinin üzerinden 40 yıl geçti ama hala ötekileştirme politikaları devam ediyor. Ne Çorum’u, ne Maraş’ı, ne Sivas’ı, ne de 10 Ekim’i ve yaşadığımız diğer katliamları unutmayacağız, unutturmayacağız.
Salgından kaynaklı kapalı olan camilerin yeniden açılışı için seçilen tarihin 29 Mayıs olması, Cuma namazı için okul bahçelerinin seçilmiş olması ve öğretmenlerin de bu namazlarda isteklerine bakılmaksızın görevlendirilmesi de rastlantı değildir. İnşa edilmeye çalışılan yeni rejimin somut bir görümüne tanıklık edeceğiz bu hafta. Sultanahmet meydanında ve okullarda kılınacak Cuma namazının “Fetih Cuması” olarak adlandırılması da oldukça manidardır. Gelecek düşlerimizden vazgeçmeyecek, yaşamımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Bugünün Gündemi:
- 29 Mayıs günü kılınacak Cuma namazlarında erkek öğretmenlerin resen görevlendirilmesi ve namaz için okul bahçelerinin kimi il ve ilçelerde kullanılacak olması yeni bir tartışmayı başlattı. Kamu okullarının kuruluş amaçları olan eğitim ve öğretim faaliyeti dışında kullanılamayacağı açıkken ve namaz kılınabilecek çok sayıda cami mevcutken alınan kararın tartışma yaratmak maksatlı olduğu açıktır. Ayrıca, öğretmenlerin bu şekilde Cuma namazında görevlendirilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Kamu görevlileri kamusal hizmetler dışında görevlendirilemez. Bizleri içine çekmek istedikleri tartışmanın parçası olmayacak, haklarımızı ve özgürlüklerimizi savunmayı sürdüreceğiz.
- 20 Haziran tarihinde yapılacak olan LGS’de öğretmenlerin görev almak istememesinden dolayı MEB, görevli eksiğini resen ve kurum dışından yapılacak görevlendirmelerle çözmeye çalışmaktadır. Öncelikle, sınavın da eğitim ve öğretim sürecinin bir parçası olduğunun ve bu nedenle öğretmenler dışında görevlendirme yapılmasının sorun yaratabileceğinin unutulmaması gerekmektedir. Ayrıca, salgının hala devam ediyor olmasından dolayı öğretmenlerin resen görevlendirmeyi kabul etmemesinin çalışanların doğal ve evrensel hakları olduğunun MEB yönetimince anlaşılması gerekmektedir. MEB öğretmenlerin kararlarına ve iradelerine saygılı davranmalıdır.
- Tüm uyarılarımıza ve eleştirilerimize rağmen MEB uygulamaları ile EBA’yı yarış alanı haline getirmiştir. Özellikle öğretmenlere puan verme ve okul içerisinde öğretmenlerin bu puanlara göre sıralanması yarışmayı ve rekabeti körüklemektedir. Bu uygulamanın hukuki dayanağı yoktur. Yasalar ve ilgili mevzuat MEB’e öğretmenlere bu şekilde puan verme ve sıralama yetkisi vermemektedir. Eğitim Sen bu uygulamanın kaldırılması için MEB’e yazı yazacak ve eğer bu uygulama kaldırılmazsa yasal haklarını kullanacaktır. Biliyoruz ki ülkenin tüm okullarında çalışmakta olan öğretmenler bu uygulamadan rahatsızdır. Bu rahatsızlığın MEB tarafından fark edilmesi için öğretmenlerin de üzerine düşeni yapacağından eminiz. Yarışmayacağız, rekabet etmeyeceğiz, mesleğimize ve geleceğimize sahip çıkacağız.
- YÖK tarafından dönem sonunda uzaktan yapılacak sınavlarla ilgili temel ilkeler açıklandı. YÖK, “şeffaflık ve denetlenebilirlik ” asıl olacak diyerek internet erişimi olmayan öğrenciler için alternatif çözümler üretileceğini belirtti. Yapılacak olan sınavlarda eşitlik temel hareket noktası olmalıdır. İnternet erişimi olmayan öğrenciler için üretilecek seçeneklerde sağlıkla ilgili alınacak önlemler belirleyici olmalıdır. Ayrıca, internet erişimi olmayan öğrencilerin sınavdan muaf tutularak farklı yöntemlerle sene sonu puanı alabilmesinin önü açılmalıdır. Kimsenin mağdur olamayacağı çözümler üretmek mümkün.
- Eğitim Sen Mardin Şubemiz, Kızıltepe ve Derik ilçelerinde meydana gelen elektrik kesintilerinin öğrencilerin eğitim hakkı üzerinde yarattığı olumsuzluklara dikkat çekmeye ve sorunun çözümü için adım atılmasını sağlamaya çalışıyor. Uzaktan eğitime erişimde zaten sıkıntı yaşayan öğrencilerin kısıtlı olarak kullandığı olanaklar da elektrik kesintileri nedeniyle tamamen kullanılamaz hale gelmektedir. Eşitsizliği derinleştiren bu uygulamanın derhal sonlandırılması gerekmektedir. Eşitlik yoksa eğitim hak değil ayrıcalıktır.
Kamuoyuna Saygıyla Sunarız
EĞİTİM SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU