Pandeminin ülkemizde görülmesinden bu yana toplum olarak çok zorlu bir dönemden geçerken bir de iktidarın ekonomik, sosyal ve siyasal alanda tam bir tıkanmayı yaşaması halkımızın gelir düzeyinin düşmesine, daha fazla yoksullaşmasına ve işsizleşmesine yol açmıştır. İş ve aş sorunu her alanda eşitsizlikleri arttırmıştır. En temel ihtiyaçlar olan beslenme, barınma, sağlık ve eğitim, toplumumuz açısından çözüm bekleyen sorun alanlarına dönüşmüştür.

Eğitim hakkı, pek çok uluslararası belgede diğer insan haklarının ön koşulu olarak yer almaktadır. Eğitimin temel bir insan hakkı olması, kamusal sorumluluğu, yani devletin herhangi bir ayrım gözetmeden herkese, nitelikli eğitimi parasız olarak sunmasını ve eğitim için gerekli olan kaynakların devlet tarafından karşılanmasını gerektirmektedir. Ancak eğitime yeterli bütçe ayrılmadığı da bilinen ve sıkça dile getirdiğimiz bir durumdur.  Uzaktan eğitim uygulamaları hayata geçirildiğinde milyonlarca yurttaşımız ekonomik koşulları yeterli olmadığı için çocuklarına gerekli ortamları yaratamamıştır. Bilgisayar, tablet ve internet gibi olanaklar oldukça sınırlı kalmış ve öğrencilerimizin ihtiyaçları karşılanmamıştır. Uzaktan eğitim, öğrencilerimizin akranlarıyla sosyalleşerek öğrenmesinin, yeteneklerini topluluk içinde ilişkilenerek ve fark ederek geliştirmesinin önünde çok büyük bir engele dönüşmüştür. Öğrencilerimiz, öğretmenlerinin yol göstericiliğinden mahrum kaldıkları bir dönemi yaşamışlardır. Bütün bu olumsuzlukları gidermesi gereken iktidarın gerekli stratejiden, planlamadan ve niyetten yoksun olması milyonlarca öğrencinin eğitimden kopmasına yol açmıştır.

Tam da bu gerekçelerle bütün tedbirler alınarak ve bu tedbirler için gerekli bütçe, kadro ve diğer tüm hazırlıklar yapılarak, yüz yüze eğitime bir an önce geçilmesi gerektiğini savunan bir sendika olarak, eğitim hakkı mağduriyetinin bugün geldiğimiz noktada yaşam hakkı mağduriyetine dönüşme tehlikesi olduğunu da belirtmek istiyoruz.

Üç haftadır yayınladığımız “Yüz Yüze Eğitimde Vaka Tespit Tablosu” sendikamızın kendi olanakları ölçüsünde ulaştığı sınırlı verilerle oluşturulmaktadır. Bu sınırlı verilerle bile her geçen hafta vakaların artış göstermeye devam ettiğini, eğitim alanında salgın riskinin büyüdüğünü ve tedbirler bir an önce hızlandırılmazsa daha vahim tablolarla karşı karşıya kalınacağını görmek mümkündür.

Yüz yüze eğitimin sağlıklı ortamlarda ve güven içinde yürütülebilmesi için duyduğumuz sorumluluğun bir gereği olarak, sendikamızın Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvuruya verilen yanıt ve gerekse illerde eğitim emekçilerinin il sağlık müdürlüklerine verdiği dilekçelere aldıkları yanıtlar da göstermektedir ki iktidarın eğitim alanına ilişkin öncelik taşıyan bir aşı planlaması yoktur. Bu gelişme eğitimin geleceği açısından olduğu kadar öğretmen, öğrenci ve tüm eğitim bileşenlerinin yaşam hakkı açısından da vahim bir gelişmedir. Sosyal devlet anlayışının hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmeyen iktidar, pandemi sürecinin en acil ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Eğitime erişimdeki eşitsizlik, aşıya erişimdeki eşitsizlikle birleşmiş ve tüm eğitim bileşenleri çok ciddi bir salgın yükselişiyle karşı karşıya kalmıştır. İktidarı uyarıyoruz! Risk her zamankinden daha büyüktür ve ağır tablolarla karşı karşıya kalınmaması için bir an önce harekete geçilmelidir. Eğitim emekçilerine aşı yapılmaya derhal başlanmalıdır. Bu aynı zamanda öğrencilerimizin, velilerimizin ve tüm toplumun sağlığı için vazgeçilmez acil bir ihtiyaçtır.

Eğitim Sen olarak, salgın sürecinde eğitimin görünmeyen yüzünü göstermeye ve halkımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz. Eğitimde derinleşen eşitsizliğe de aşıya ulaşımda yaşanan eşitsizliğe de sessiz kalmayacağız. Öğrencilerimize, velilerimize ve tüm halkımıza karşı duyduğumuz sorumluluk bilinciyle yüz yüze eğitimin sağlıklı ve güven içinde yürütülebilmesi için aşının bir an önce başlaması ve tüm tedbirlerin alınması ısrarımız devam edecektir.

YÜZ YÜZE EĞİTİMDE COVİD-19 VAKA TESPİT TABLOSU (12 Mart-19 Mart 2021)

Tabloyu incelemek için tıklayınız.