Genel Başkanımız Nejla Kurul’un Eğitim Emekçilerine Mektubu
08.09.2022 PerşembeSevgili Eğitim Emekçisi Arkadaşım Merhaba.
Ankara, 6.09.2022
Yeni bir dönem başlıyor, yeni her başlangıcın sevinci yüreğinizden hiç eksik olmasın, Eğitim Sen olarak 2022-2023 eğitim ve öğretim yılının sağlıklı, umut dolu ve üretken olmasını diliyorum.
Tatilini yapan ve yapamayan öğrencilerimiz bizleri ve okul arkadaşlarını özleyerek ve heyecanla birlikte tatlı bir kaygıyla karışık bu güzel buluşmanın sevinciyle gelecekler okullara. Sizin de yaz tatilinizin güzel geçmiş olduğunu umut ediyorum, ancak kaygıyı da hissediyorum, çünkü şu soru aklımızdan çıkmıyor: Artık yaz tatilimiz olmayacak mı?
Sizlere sorulmadan, emir-itaat zinciri içinde hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) bir gereği olarak yapılan seminer ve ardından gele(meye)bilecek sınav süreci nedeniyle tatilinizin iyi geçmediğini biliyorum, bununla birlikte tatil niteliği taşıyan etkinlikleri de kısmen gerçekleştirdiğinizi umuyorum.
Açıkça söylemek gerekiyor: Siyasal iktidarın ve yetkili sendikanın ÖMK ile niyeti iyi değil. Öğretmenleri tam gün ve tam yıl çalıştırmanın, yarıştırarak elemenin, maaş artışını eleme sonucuna göre yaparak ayrıştırmanın peşindeler. Öğrenciler için getirilen sınav odaklı sistemin biz öğretmenleri de girdabına almaya çalıştığına yakından tanık oluyoruz.
Yüzlerce sayfa özensiz metinler, saatlerimizi çalan somut okul yaşantısından uzak, anlamsız videolar tatilimizin önemli bir kısmını bizlerden aldı. Seminer-sınav deyip geçmeyelim! Seminerin okul yaşamda bir karşılığı yok, ancak sonuçları itibariyle ‘sınav’; mesleğimize yönelik ciddi bir saldırı niteliğindedir.
ÖMK, aynı okulun içinde ücretli ve sözleşmeli öğretmenlere ek olarak kadrolu öğretmenleri de kendi içinde ‘öğretmen’, ‘uzman öğretmen’, ‘başöğretmen’ olarak üçe parçalıyor, sahte umutla manipüle ediyor ve öğretmenlerin maaş artışını sınav sonucuna bağlı hale getiriyor. Bu düzenleme, hizmet yılı on yılın altında olan öğretmenlere bir yandan ekonomik hakları bağlamında haksızlık ediyor ve bir yandan da onları güvencesizleştirme tehdidini içinde taşıyor.
ÖMK “Eşit işe eşit ücret” ilkesini çiğniyor. Çünkü sınıfı ve branşı farklı olsa da benzer sürede, benzer eğitim ortamında, benzer öğretim süreci içinde benzer işler yapmamıza karşın bizleri kendi aramızda yarıştırarak maaş farklılaşmasına yol açıyor ve bizleri ‘yeterli’ ve ‘yetersiz’ olarak ayrıştırıyor. Tabi öğrencileri ve velileri de! İlk bakışta başöğretmenin öğrencileri ve velileri ayrıcalıklı bir konum elde etmiş olmayacaklar mı? Yurttaşlara eşdeğer bir eğitim hizmeti vermek anayasal bir yükümlülük değil mi? Bu ayrıştırma, öğretmenler arasında ve veli-okul yönetimi arasındaki ilişkileri ve çalışma barışını bozacak nitelikte.
Eğitimde nitelik, ekip çalışması ile mümkün olur diyoruz ya! Öğretmenlik Meslek Kanunu eğitim hizmetini birlikte yürüttüğümüz yardımcı, idari ve teknik eğitim emekçilerini unutmuş durumda, arkadaşlarımızın emeği yok sayılmış; özel sektördeki eğitim emekçileri ise hiç umursanmamış. Tüm eğitim emekçileri giderek yükselen hayat pahalılığı karşısında “geçinemiyor” ve “nefes alamıyor”.
Eğitimde kalabalık okullar, kalabalık sınıflar sorunu devam ediyor. Okullarda yardımcı personel, spor salonu, kütüphane, atölye, laboratuvar, çok amaçlı salonlar vb yetersizliği çok ciddi bir boyuta ulaşmış durumda. Okullarda ne öğrenciler ne de öğretmenler sıcak bir kap yemek yiyebiliyor. Ki bu konu 20. Milli Eğitim Şurası kararları arasındadır.
Eğitim programlarının laik eğitim ilkesinden uzaklaşması, eğitim programı ve ders kitaplarının toplumsal cinsiyet eşitliğini reddetmesi, eğitimin ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi, eğitimde aşırı merkeziyetçilik ve otoriterleşme ve ifade özgürlüğünün yok sayılması gibi çok ciddi sorunlara hiç değinmiyor Öğretmenlik Meslek Kanunu!
Eğitim Sen olarak yüzyılı aşan tarihimizden öğrendik ki öğretmenlerimiz sınıfında ve okulunda öğrencileri ile birlikte nasıl bir eğitim yaşamı sürdürüyorlarsa çocuklar okuldan mezun olduklarında doğa, insan ve toplum için onu talep ediyorlar. Sınıfında ve okulunda haksızlık yaşanmayan, demokrasiyi özümseyen, kendini ifade edebilen öğrenciler daha etkin yurttaşlar oluyor. Sizlerin sınıfında söylediğiniz her sözün, sergilediğiniz her tavrın, yaşattığınız her hikâyenin çok büyük bir değeri var. Sosyal ve ekonomik haklarımıza ulaşmamız için sınıf ve okul içinde, okulun dışında toplumsal yaşamda inanılmaz bir gücünüz var! Çok değerlisiniz! Öğrencilerin yaşamlarında, hanenin sunduğu olanakların dışında pencereler açansınız; gökyüzünü, yeryüzünü, öyküleri, renkleri, sayıları, sözcükleri, notaları, beden hareketlerini anlatan ve yaşatan sizsiniz! Çok değerlisiniz!
Sosyal medyada ve alanlarda kendini açık ve net biçimde ifade eden öğretmenlerimize yönelik hakaretlere inat, öğretmenler olarak mesleğimizi istemimiz dışında yapılandırmaya kalkışanlara inat, değerimizi biliyoruz ve yaşam boyu gelişme anlayışıyla kendimizi değerli kılmanın, kendimizi örgütlemenin, dayanışma içinde olmanın ve mücadelenin bin bir arayışı içinde olmaya devam edeceğiz.
Eğitim Sen olarak yeni bütçe döneminde, ÖMK’nın, sınavın iptal edilmesi, uluslararası sözleşmelere, Öğretmenliğin Statüsü Tavsiyesi’ne, cumhuriyetin ikinci yüzyılında sosyal ve demokratik bir ülkeye yaraşır bir meslek kanununun hazırlanması ve tüm eğitim emekçilerinin maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması, eğitim ve öğretime hazırlık ödeneğinin yılda iki kez ödenmek üzere bir maaş tutarında olması ve promosyon sözleşmelerinin güncellenmesi konusunda etkin bir çaba içinde olacağız.
Bu süreçte üyemiz olan ve olmayan tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarını savunmaya devam edeceğiz.
Etkin desteğinizi bekliyoruz arkadaşlarım, kendinize ve öğrencilerimize iyi bakın!
Sevgiler ve selamlar.
Nejla Kurul
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası
Genel Başkanı