Liselere Giriş Sınavı Sonuçları Eğitimdeki İflasın İlanıdır!
26.07.2022 Salı2022 yılı Liselere Geçiş Sınavı kapsamında yapılan merkezi ve yerel yerleştirme sonuçları açıklanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) her ne kadar “LGS’de öğrencilerin yüzde 95’i tercih ettiği okullardan birine yerleşti” dese de açıklanan sonuçlar eğitimde var olan eşitsizlik ve adaletsizliklerin daha da arttığını ortaya koymuş, iller ve okullar arasında büyük puan farkları oluşmuştur.
2022’de 8. sınıftan mezun olan 1.236.308 öğrencinin 1.031.799’u merkezi sınava katılmış, bunlardan da ilk yerleştirme kapsamında 1.008.139 öğrenci tercih yapmıştır. Sınava katılmayan ve sınava girdiği halde tercih yapmayan öğrenci sayısı 228 bindir.
MEB’in temel eğitimden ortaöğretime geçiş sürecinde uzun süredir mesleki eğitim ve imam hatip lisesi merkezli olarak oluşturulan okullaşma politikası, öğrencilerin çoğunluğunun bu okullara gideceği veya gitmesi gerektiği ön kabulü üzerinden şekillendirilmiştir. Bu şekilde bir taraftan sermayenin ihtiyaç duyduğu öğrencileri ara elemanlar ve ucuz iş gücü olarak gören ‘piyasa merkezli’ politikalar yaşama geçirilirken, diğer taraftan imam hatipleştirme politikaları üzerinden eğitim sisteminin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirilmesi hedeflenmiştir.
MEB verilerine göre, merkezi yerleştirmedeki ilk tercihlere yerleşme durumuna göre bakıldığında Anadolu liseleri üç tercihten yüzde 100 oranında ilk tercih alırken, mesleki ve teknik Anadolu lisesi yüzde 34,5 ve Anadolu imam hatip lisesi yüzde 27,5 ilk üç tercihten tercih alabilmiştir. Tek başına bu veriler bile MEB’in okullaşma politikasının iflas ettiğini göstermesi açısından önemlidir.
MEB, okul türleri arasında resmen ayrımcılık yapmakta ve ortaöğretim sistemini imam hatipler ve meslek liseleri merkezli olarak yeniden yapılandırmaya çalışmaktadır. Ancak öğrenciler, ülkenin neresinde olursa olsun tercihlerini, iktidarın tüm çabalarına rağmen büyük çoğunlukla akademik eğitim veren okullardan yana kullanmaya devam etmektedir. 2022 LGS sonuçları bu tespitimizi bir kez daha doğrulamıştır.
MEB’in yıllardır eğitimde yaşanan ve giderek derinleşen eşitsizlikleri azaltacak adımlar atmaması nedeniyle LGS gibi merkezi sınavlarla oluşan sınıfsal ayrışma ve eşitsizliklerin artmasının önüne geçilememektedir. MEB okullaşma politikasını siyasal önceliklerine göre değil, öğrencilerin istek ve tercihlerine göre oluşturmalı, eğitimin hiçbir aşamasında dayatma ve yönlendirme yapılmamalıdır.
Her yıl temel eğitimden ortaöğretime geçecek öğrenci sayısının mevcut akademik eğitim veren okulların kontenjanları ile karşılanması mümkün değildir. Yapılması gereken, öğrencilerin tercihleri dikkate alınarak, yeterli tercih yapılmayan okul türlerinin ayrıntılı dökümünün çıkarılması ve okul kontenjanlarının iktidarın önceliklerinin değil, öğrencilerin tercihleri doğrultusunda belirlenmesidir.
Eğitime erişimde sorunlar yaşandığı ve sınıfsal eşitsizliklerin daha önce hiç olmadığı kadar derinleştiği koşullarda semtler, ilçeler, iller arasında okulların alt yapı, olanak, sosyal çevre farkı dikkate alınmadan yapılan bir sınav ve yerleştirme sisteminin var olan eşitsizlikleri yeniden üretmesi kaçınılmazdır. Her öğrencinin istediği okulda, okul türünde eğitim görme hakkı olduğu unutulmamalı, eğitim politikaları bu doğrultuda belirlenmeli ve oluşturulmalıdır.