'MEB yüz yüze eğitim için tedbirleri almak zorunda'
04.09.2021 CumartesiEğitim Sen Bursa Şubesi, 6 Eylül pazartesi günü başlayacak olan yüz yüze eğitimle ilgili basın açıklamasında bulundu. Okulların salgın koşullarına karşı hazır olduğunu söylemenin mümkün olmadığının belirtildiği açıklamada, "MEB yüz yüze eğitim için tüm tedbirleri almak zorunda" denildi.
Kovid-19'un pandemi olarak ilan edildiği Mart 2020'den itibaren Türkiye'de yüz yüze eğitime ara verildi. Eğitim Sen Bursa Şubesi, 6 Eylül'de yeniden yüz yüze eğitime başlanırken okulların salgın koşullarına karşı hazır olduğunu söylemenin mümkün olmadığını dile getirdi. Sendika binasında yapılan açıklamada, "MEB'in yüz yüze eğitim için tüm tedbirleri alması gerektiği" vurgulandı.
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Yüksel Bayraktar'ın yaptığı basın açıklamasında, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) okulları tam zamanlı yüz yüze açma kararı alması, okulların çocuk ve gençlerimiz açısından olmazsa olmaz örgün eğitim ve yaşam alanları olduğu gerçeğinin geç de olsa anlaşılmış olduğunu göstermektedir. Bu kararın öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sağlık ve güvenliğini riske atmadan uygulanabilmesi için ciddi ve kapsayıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir." ifadeleri yer aldı.
"Milli Eğitim Bakanı sorumluluğu mülki amirlere ve eğitim yöneticilerine bırakmıştır"
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in 'Okullarda gerekli önlemleri aldık' açıklamasını değerlendiren Bayraktar, "Büyükşehirler başta olmak üzere, nüfus yoğunluğu fazla olan ilçe ve mahallelerde sınıfların salgın öncesine göre çok daha fazla kalabalık olması beklenmektedir. Derslik sayıları yetersiz olduğu için sınıf mevcutları artmakta, ek derslik ihtiyacı karşılanmadığı için derslik sorunu devam etmektedir. MEB ise okulların yüz yüze eğitime hazır olmasından "maske, mesafe ve hijyen" kurallarına uymayı anlamaktadır. Nitekim Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer yaptığı açıklamadaki 'Servislerdeki ve okullardaki hijyen tedbirleri, maske kullanımı, havalandırma gibi tüm ayrıntıları Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışarak alınması gereken önlemleri tüm valiliklere, tüm illerimize, tüm ilçelerimize bildirdik' ifadesiyle bütün sorumluluğu mülki amirlere ve eğitim yöneticilerine bırakmıştır" dedi.
"Yüz yüze eğitim için tüm eğitim bileşenlerinin aşı olmalı"
Okullara gerekli ödeneğin gönderilmemesi nedeniyle eğitimin bütün yükünün öğrenci velilerinin üzerine yıkıldığını belirten Bayraktar, kayıt parası başta olmak üzere, velilerden sıvı sabundan, deterjana kadar çeşitli adlar altında para toplanmaya başlandığını söyledi. Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:
"Okullarda temizliği sağlayacak personel eksikliği sorunu devam etmektedir. Siyasi iktidarın ve özellikle de Sağlık Bakanlığı'nın bilimsel verilere dayanmayan, birbiriyle çelişen açıklamaları ve uygulamaları ile salgın yönetiminin şeffaf yürütülmemesi gibi sorunlar çok sayıda eğitim emekçisinin aşı ve yan etkilerine dair çeşitli kaygılar taşımasına neden olmuştur. Sağlıklı ve güvenli bir şekilde tam zamanlı yüz yüze eğitim için tüm eğitim bileşenlerinin aşı olması, her şeyden önce toplumsal bir sorumluluktur. Bu konuda tepeden inme kararlar yerine kaygıları giderecek, bilimi rehber edinen ve konunun özneleriyle birlikte politika oluşturulması gerekmektedir. Özellikle aşı olmaktan kaçınan eğitim emekçilerinin haftada iki gün virüsün yoğun olarak yer aldığı hastanelere gitmek zorunda bırakılmamaları, salgın sürecinden ders çıkarılarak iş yeri hekimliği uygulamasına gidilmesi, bu sağlanana kadar bölge bölge oluşturulacak gezici sağlık ekipleriyle testlerin iş yerlerimizde yapılması önemlidir."
Okullar yüz yüze eğitime ne kadar hazır?
Okulların yüz yüze eğitime ne kadar hazır olduğuna ilişkin tespitlerini Bayraktar, şöyle sıraladı:
"MEB bugüne kadar seyreltilmiş sınıf uygulamasına ilişkin olarak nasıl bir hazırlık içinde olduğunu, kaç yeni derslik yaptığını açıklamamıştır. Sınıfların havalandırılması için kış aylarını da dikkate alan bir pencere sisteminin tüm sınıflarda hayata geçirilip geçirilmediğine dair bir açıklama da söz konusu değildir. Eğitim bileşenleri yaz aylarında okullarda böyle bir çalışma olmadığını gözlemlemiştir. Bu eksikliklerin hızla giderilmesi gerekmektedir.
Okullarımızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan kalabalık okullarda, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerinde gerekli genişletmenin ve lavabo sayılarının arttırılıp arttırılmadığının bilgisi mevcut değildir. Öğretmen odalarının en azından ikiye çıkarılması yönünde bir hazırlık da yoktur. MEB okullara kaynak göndermeli ve ivedilikle bu düzenlemeler yapılmalıdır.
Maske, sabun ve diğer hijyen malzemeleri konusunda okullarımızda ne düzeyde bir hazırlık yapıldığı, bu malzemelerin temininin birçok konuda olduğu gibi yine velilerimizin sırtına mı yükleneceği konusu muğlak durumdadır. MEB bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek zorundadır.
Okullarımızda sağlıklı bir ortamın düzenli bir şekilde oluşturulması için yardımcı personel olarak çalışan arkadaşlarımızın görevlendirmeleri hala yapılmamıştır. Yıllardır kadrolu yardımcı personel alımı yapılmamakta ve ihtiyaçlar İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelerle geçiştirilmektedir. Birçok okulumuzda velilerimiz ekonomik yük altına girmek zorunda kalmaktadır. 6 Eylül'de tüm okullarda temizlik görevlisi yardımcı personel arkadaşlarımızı görmek istiyoruz.
Seyreltilmiş sınıf uygulaması tam anlamıyla hayata geçirildiğinde öğretmen ihtiyacı ciddi düzeyde artacaktır. Zaman zaman temaslı veya hasta olabilecek öğretmenlerimizi de düşündüğümüzde öğretmen ihtiyacının giderilmesi için, bir an önce ve en az 100 bin öğretmen atamasının yapılması önemlidir. MEB'i ek öğretmen atamaları konusunda bir an önce açıklama yapmaya çağırıyoruz.
Taşımalı eğitim sistemine son verilerek köy okullarının açılması gerekmektedir. Salgın sürecinden olumsuz etkilenen öğrenci ve eğitim çalışanlarının psikososyal açıdan desteklenmesine yönelik çalışmalar yapılmalı, MEB bu süreci başta TTB olmak üzere, eğitim örgütleri, sendikalar ve veliler ile sürekli iletişim halinde yürütmelidir.
Salgına karşı alınan önlemlerin ve ayrılan kaynağın şeffaf bir şekilde MEB tarafından açıklanması gerekmektedir. Okul terkleri, öğrenme kayıpları, dezavantajlı grupların kayıplarının telafisi için müfredat dâhil olmak üzere salgının eğitime etkileri tüm boyutlarıyla değerlendirilmeli ve bu kayıpların giderilmesi için MEB'in acilen gerekli adımları atması gerekmektedir.
Pandemi koşullarında 40 dakikalık ders sürelerinin azaltılması için eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Okul öncesi öğretmenleri günde 6 ders ve 300 dakika blok ders yapmakta ve bu öğretmenlerin teneffüs hakkı bulunmamaktadır. 50 dakika olan ders sürelerinin azaltılması ve okul öncesi eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak teneffüs haklarının düzenlenmesi, pandemi koşulları dikkate alındığında aciliyet kazanmaktadır. MEB'i bu konuda bir an önce somut adımlar atmaya çağırıyoruz.
İmam hatip okullarının çoğunda kontenjanlar boştur. Öğrenci sayısı az olan imam hatip okulları kalabalık sınıf mevcutlarının seyreltilmesi için yeniden düzenlenmeli, ihtiyaç fazlası imam hatipler akademik okullara dönüştürülmelidir."