Öğretmenlik Meslek Kanunu Öğretmenlerin İradesiyle Hazırlanmalıdır!
23.03.2019 CumartesiAKP’nin 24 Haziran seçim bildirgesine uygun biçimde hazırlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nin temel hedefleri arasında yer alan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ hazırlıklarının başladığı, tartışmaların kimi çevrelerce sürdürüldüğü görülmektedir.
MEB ve konunun doğal tarafı olan kurumlar, sendikalar, bilim çevreleri ve en önemlisi öğretmenler dururken, bakanlığa yakınlığı ile bilinen kimi çevrelerce hazırlanarak yayımlanan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu Öneri Metni’ bu hazırlıklarda önemli bir yer tutmaktadır.
Anlaşılmaktadır ki MEB, kendi taslak metinlerini paylaşmak yerine, kendisine yakın çevrelerce hazırlanan metinler üzerinden ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu tartıştırmayı ve gerek AKP seçim bildirgesine, gerekse de Vizyon Belgesi’ne uygun olarak söz konusu kanunu çıkarmayı hedeflemektedir.
‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik olarak öne sürülen metin, ne öğretmenlerin taleplerini içermekte ne de öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve özlük haklarını geliştirmeyi hedeflemektedir. Aksine, söz konusu metin değerlendirildiğinde, özlük haklarımızı geriye götüren, iş güvencemizi tartışmaya açan, performansı ve rekabeti esas alarak emeğimizi değersizleştiren bir yaklaşımla hareket edildiği anlaşılmaktadır.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde ‘Öğretmen Dünyayı Değiştirir’ diyerek başlattığımız kampanya kapsamında yaptığımız anket çalışmaları ve iş yerlerimizde yürüttüğümüz faaliyetler, öğretmenlerin taleplerini dikkate almadan, onların iradelerine başvurulmadan hazırlanacak bir kanunun öğretmenler nezdinde kabul görmesinin mümkün olmadığını açıkça göstermektedir.
MEB, ısrarla öğretmenlerin iradesini yok saymayı sürdürmektedir. Öğretmenlerin özlük, demokratik, ekonomik ve sosyal haklarını geliştirmek yerine, iş güvencemiz tartışmaya açılmakta ve performans, angarya gibi öğretmenlerin asla kabul etmediği ve asla da etmeyeceği başlıklar gündeme getirilmek istenmektedir.
Bilinmelidir ki iktidara sadık ve itaatkar öğretmen arzusuyla şekillenen, haklarımızı tırpanlayan, sınırlı iş güvencemizi bile ortadan kaldırmayı hedefleyen, özlük haklarımızı geliştirmeyen ve en önemlisi hazırlık süreçlerine öğretmenlerin aktif olarak katılmadığı bir kanunu öğretmenlerin kabul etmesi ve onaylaması mümkün değildir.
Öğretmenlerin iş güvencesini tartışmaya açan; mülakatla öğretmen alımını ve alınan öğretmenlerin de sözleşmeli veya ücretli olarak istihdam edildiği hiçbir model bizler açısından kabul edilebilir değildir. Bütün bunlarla beraber bilinmesi gerekir ki, öğretmenlerin maaş karşılığı okutmak zorunda oldukları ders sayısının artırılması ve buna bağlı olarak ek ders ücretinin kaldırılmasının planlanması tüm öğretmenler tarafından reddedilecektir.
Eğitim Sen’in ve öğretmenlerin ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan beklentisi öğretmenlerin yetiştirilmesi, iş güvencesi, mesleğe alınması, liyakat esas alınarak yapılan atamalar, ücretler, emeklilik, sağlık hakkı gibi öğretmenlik mesleğinin temel sorunlarını dikkate alan, sorunlarımıza kalıcı çözüm üretmeyi hedefleyen, haklarımızı daraltan değil geliştirmeyi amaç edinen bir içerikte hazırlanmasıdır.
Eğitim Sen olarak MEB’e çağrımız, ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun mesleğin asıl özneleri olan öğretmenlerin görüş, öneri ve taleplerinin dikkate alınarak hazırlanmasıdır. MEB’in yönlendirmesiyle hazırlanan ısmarlama rapor ve önerilerin ya da hayatında bir kez öğretmenlik yapmamış bürokratların hazırladığı metinlerin, öğretmenlerin gerçek sorunlarının yakınından dahi geçemeyeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle eğitim emekçileriyle, sendikalar ve alandaki meslek örgütleriyle göstermelik olmayan, sahici diyalog kanalları açılarak, bu konudaki talepler dikkate alınmalı, meslek kanunu ‘masa başında’ değil öğretmenlerin gerçek talepleri dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Aksi halde, öğretmenlerin özlük, demokratik, ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm üreteceği söylenen bir kanunla yeni sorunlara kapı aralanacağı unutulmamalıdır.