Temel gündemimizin “demokrasi, özgürlüklerimiz ve haklarımız” olduğu bir süreç yaşıyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti baskı altına almak için elinde bulundurduğu tüm araçları kullanması, emek ve demokrasi güçlerinin haklarımız ve özgürlüklerimiz için ses çıkarmasını, demokrasi talebini yükseltmesini zorunlu hale getiriyor. Bugün (08 Haziran 2020) yaşanan gözaltılar da bu duruma somut örnek oluşturmaktadır. Bizler, mücadele deneyimimiz ve birikimimizden biliyoruz ki emek ve demokrasi mücadelesi birbirinden ayrı sürdürülemez. Bu iki mücadelenin birlikte sürdürülmesi dünyanın pek çok ülkesinde hakların ve özgürlüklerin gelişmesine neden olmuştur ve olacaktır.
ABD’de ırkçılık karşıtı gösterilerin yayılarak devam etmesinin arka planında, yoksulların kendilerine dayatılan yaşama karşı gösterdiği tepkilerin olduğu açıktır. Derisinin renginden, konuştuğu dilden, inancından veya siyasal/yaşamsal tercihlerinden dolayı egemenin hedef aldığı kesimler çoğunlukla toplumun yoksul ve dışlanmış kesimleridir. Bu nedenle “Nefes alamıyoruz!” diyerek sokağa çıkanlar, “Boynumuzdan dizinizi çekin!” talebini yükselterek, kendilerine dayatılan yaşamı kabul etmeyeceklerini çok güçlü ifade ediyorlar. Haklarımız için dünyanın her yerinde mücadele ediyoruz.
Bugünün Gündemi:
- MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, 5 Haziran 2020 tarihinde yayınladığı yazıyla öğretmenlerin Haziran 2020 dönemi mesleki çalışmalarını kendi okulları veya bulundukları illerde bulunan okullarda yapacaklarını açıkladı. Salgının hala devam ediyor olmasına rağmen, MEB’in mesleki çalışmaların uzaktan değil de yüz yüze yapılmasına karar vermesini anlamak mümkün değil. Öğretmenlerin kapalı salonlarda yapılacak toplantılara katılmasının istenmesi ile Bilim Kurulu’nun önerileri çelişmektedir. Çok sayıda öğretmenin bulunduğu okullarda fiziki mesafenin sağlanması mümkün değildir. Okullar fiziki olarak “yeni normale” henüz hazır değildir. Okullarda sağlıkla ilgili alınacak önlemler; hangi sıklıkla ve nasıl dezenfekte yapılacağı; öğretmenlere dönük ateş ölçümü yapılıp yapılmayacağı gibi birçok konuda belirsizlik devam etmektedir. Ayrıca, konu hakkında sendikamızın öğretmenlerin görüşlerini almak için başlattığı ankete katılanların ezici çoğunluğu mesleki çalışmaların uzaktan (çevrimiçi) yapılması görüşündedir. MEB, aldığı kararda ısrar etmemeli ve mesleki çalışmaların uzaktan yapılması ile ilgili karar almalıdır. Önceliğimiz çalışanların sağlığıdır.
- MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen mesleki çalışma programı gerçek durum ve gereksinimlere göre yeniden düzenlenmelidir. Öncelikle, uzaktan eğitim sürecinde yaşanan eksikliklerin ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için de MEB’in EBA kullanım oranlarını (öğretmen-öğrenci) okul, ilçe, il ve ülke geneli olarak yayınlaması gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanı uzaktan eğitimin artık eğitimimizin ayrılmaz bir parçası olduğunu söylemekte, ancak uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilerle ilgili hangi önlemlerin alınacağını açıklamamaktadır. Uzaktan eğitimde eşitlik meselesi mesleki çalışmalar kapsamında öğretmenlerin temel tartışma başlıklarından biri olmalıdır. Mesleki çalışmalar kapsamında öğretmenler uzaktan katılımla bu konuları ayrıntılı tartışmalıdır. Bunun özellikle yoksul ailelerin çocukları için tarihsel bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Eğitimde eşitlik vazgeçilmezdir.
- MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, 05 Haziran 2020 tarihinde yayınladığı yazıyla sorumluluk ve yeterlilik sınavlarının 22-30 Haziran tarihleri arasında yapılacağını duyurdu. Aynı yazının başka bir maddesinde, salgın nedeniyle öğretmen kurullarının uzaktan yapılması istenirken, bu sınavlar için öğrenciler ve öğretmenlerin okullarda bulunmasını istemek çelişkili bir durum oluşturmaktadır. Salgın hala devam etmekte, fiziksel mesafenin korunmasının mümkün olmadığı durumların sağlık açısından risk oluşturma potansiyeli sürmektedir. Üstelikte yapılması istenen sınavların ertelenmesinin yaratacağı bir sorun da söz konusu değildir. MEB aldığı kararlarda Bilim Kurulu’nun önerilerini esas almalıdır.
- Eğitim yöneticilerinin liyakat temelli bir yaklaşımla değil de sendikal, siyasal ve kişisel yakınlıklarla belirlenmesi nedeniyle çeşitli sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Son olarak Ankara Gölbaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün öğretmenlerle ilgili okul müdürlerine gönderdiği mesaj ve TTB ile ilgili kendi kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımların açıklanabilir tarafı yoktur. Öncelikle, öğretmenlerin sosyal ve siyasal konularla ilgili görüşlerini açıklamaları, yanlışlara karşı muhalefet etmeleri toplumsal görevleridir. Bir ilçe müdürü istedi diye öğretmenler sorumluluklarını bırakmaz. Söz konusu mesajları atarak bürokraside yükselme beklentisinin olması ise olayın daha vahim tarafıdır. Maalesef son dönemde bürokraside yükselme, doğru yaparak değil, siyasi iktidara muhalefet edenlere dönük bu türden yakışıksız mesajlar yazarak oluyor. MEB, bu müdürle ilgili acil olarak bir inceleme başlatmalıdır.
- MEB, bugün (08 Haziran 2020) EBA TV aracılığıyla öğrencilere LGS öncesinde son tekrarın yapılacağını açıkladı. Geçtiğimiz haftalarda da yayınladığı sorularla öğrencileri sınava hazırladığını düşünen MEB’i dershane gibi davranmakla eleştirmiş, öğrencilerin rekabete ve yarışmaya özendirildiğini belirtmiştik. Aynı eleştirilerimizi tekrarlar ve MEB’e görevinin tüm öğrenciler için eşit ve ulaşılabilir kamusal hizmet sunmak olduğunu hatırlatırız. Sadece öğrencilerin %10’unun bu sınav sonucunda sınavla öğrenci alacak okullara yerleşeceği unutulmamalıdır. %90’ı geride bırakarak yerleşmeye çalışan öğrenciler için de, yerleşemeyecek %90 için de çözüm yarışmak değildir. Çözüm tüm öğrencilerin istediği okul türünde ve okulda eğitim almasını sağlamaktır.
Kamuoyuna Saygıyla Sunarız
EĞİTİM SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU