İstanbul Sözleşmesi Bizim! Vazgeçmiyoruz!
11.05.2021 Salıİstanbul Sözleşmesi Bizim! Vazgeçmiyoruz!
11 Mayıs 2011’de İstanbul’da Avrupa Konseyi toplantısında imzaya açılan ve Türkiye’nin ilk imzacı ülke olduğu “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin imzalanmasının üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye’de 1 Ağustos 2014’den beri yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, şiddet faillerinin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için en ince ayrıntısına kadar hazırlanmış ilk uluslararası sözleşmedir.
Kadınların mücadelesi sonucu imzalanan ve kadınların en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanmasında eksikliklerin yaşandığı ve uygulanması için mücadelenin yürütüldüğü bir zamanda, 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği açıklandı. Ardından 30 Nisan 2021 tarihli Resmî Gazete ‘de Sözleşme’nin 1 Temmuz 2021 tarihinde yürürlükten kaldırılacağı duyuruldu.
İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olduğu 2014 yılından bu yana etkili bir biçimde uygulanabilseydi eğer katledilmiş pek çok kadın bugün yaşıyor olacaktı. Bu koşullarda sözleşmesinin iptali daha çok kadının erkekler tarafından korkusuzca katledilmesi anlamına geliyor.
İstanbul Sözleşmesinin siyasal iktidar ve iktidarla aynı ideolojiden beslenen gerici çevrelerce hedef alınmasının nedeni sözleşmenin toplumsal cinsiyet eşitliğini temel almasıdır. Kadınları değil aileyi korumayı önceleyen, şiddeti değil boşanmayı engellemeyi amaç edinen iktidarın cinsiyetçi saldırılarının hedefi tekçi, gerici ideolojisini kadınların yaşamı üzerinde kurduğu denetimle tüm topluma yaymaktır.
Bahsedildiği gibi aileyi parçalayan İstanbul sözleşmesi ve sözleşmeyi savunanalar değil, erkek-devlet şiddeti ve bu şiddeti önlemek için oluşturulan sözleşmenin gereklerini yerine getirmeyenlerdir. İstanbul sözleşmesinin nefret diliyle beslenen ırkçı, gerici kesimlerce hedef alınmasının nedeni sözleşmenin ırk, renk, dil, din, siyasi veya her tür görüş, cinsel yönelim, medeni hal, göçmenlik statüsü gibi nedenlerle hiçbir kesimin ayrımcılığa uğramamasını temin etmesidir.
İstanbul Sözleşmesinin Türkiye tarafından imzalanmasının 10. yılında, yaşamlarımızdan, haklarımızdan eşit ve özgür yaşam mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. İstanbul Sözleşmesini kendisine bir tehdit olarak gören siyasi iktidarın baskıcı ve ataerkil isteklerine teslim olmayacağız. Yaşamın her alanında kadın mücadelesi ve kadın dayanışması ile eşit ve özgür bir toplumu hep beraber inşa edeceğiz.