'MEB sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldı'/yerel basın Bursaport
22.01.2021 CumaPandemi koşullarında başlayan 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısı 22 Ocak 2021 tarihinde sona erdi. 21 Eylül'de okullarda yüz yüze eğitim, seyreltilmiş uygulamalar eşliğinde anasınıfı ve ilkokul birinci sınıflarda haftada bir gün olacak şekilde başlatılmıştı. Ekim ayının başında ilkokul birinci sınıflara ek olarak 2., 3., 4., 8. ve 12. sınıflarda da yüz yüze eğitime geçilmişti. Kasım ayının başında 5. ve 9. sınıf öğrencileri de haftada iki gün okula gitmeye başlamıştı. Ancak Kovid-19 vaka sayılarının artmaya başlaması ile birlikte yeniden uzaktan eğitime geçilmişti.
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2020-2021 eğitim öğretim yılı başlamadan önce okulların açılma tarihi önceden belli olmasına rağmen ne yüz yüze eğitim ne de uzaktan eğitim uygulamalarına tam anlamıyla hazırlık yapmadığını ve yaşanan sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığını belirtti.
"MEB, tercihini özel okul sahiplerinden yana kullandı"
Yazılı basın açıklamasında bulunan Erdem, pandemi ve uzaktan eğitim sürecini değerlendirdi:
"Öğrenci ve Velilerimiz Açısından;
Pandemi riskine karşı uzaktan eğitime geçilmesi ile kamusal bir hizmet olan ve her çocuğun eşit bir şekilde faydalanması gereken eğitim hakkına ulaşmak güçleşmiştir. Özellikle düşük gelirli ve yoksul aile çocukları ile mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklar normal koşullarda bile eğitim olanaklarından yeterince yararlanamazken, uzaktan eğitim ile her çocuğun ulaşabileceği bilgisayar, internet gibi teknolojik araçlarının olmaması, çocukların eğitim sisteminden dışlanmalarına yol açmıştır.
Ülkenin her yerinde olduğu gibi ilimizde de bir tarafta hem tablete hem bilgisayara hem de akıllı telefona erişen öğrenciler, diğer tarafta herhangi bir cihaza sahip olmadığı için akşam babasının ya da annesinin eve gelmesini bekleyen ve onun cep telefonundan internete girmeye çalışan hatta evinde televizyonu olmayan, olsa dahi kalabalık hanede yaşadığı için televizyon önceliği olmayan öğrenciler bulunmaktadır. Yüz yüze eğitimde yaşanan eşitsizlikler uzaktan eğitim süreciyle daha da derinleşmiş, bütün yük öğrencilerimizin, velilerimizin ve öğretmen arkadaşlarımızın üzerine yıkılmıştır. Sıraladığımız olumsuzluklara rağmen MEB, sanki hiçbir olumsuzluk yokmuş, bütün öğrenciler eşit bir şekilde uzaktan eğitime erişim sağlamış gibi, öğrencilerin notla değerlendirilmesini istemiştir. Bu, yoksul aile çocuklarının, yoksulluklarından dolayı cezalandırılmasından başka bir şey değildir.
MEB, okulların kapalı olduğu kasım, aralık, ocak, aylarında YAPMADIĞI giderlerle (Doğalgaz, elektrik, su vs.) bile bütün öğrencilerin araç gereç ve internet erişimini sağlayabilirdi. Ancak tercihini yoksul aile çocuklarından yana değil özel okul sahiplerinden yana kullandığını görmekteyiz.
2020-2021 eğitim öğretim yılının birinci dönemi, özellikle öğrencilerimiz açısından büyük ölçüde kayıp bir dönem olmuştur. Bu kayıp dönemin nasıl telafi edileceği ya da telafi edilip edilemeyeceği konusunda hiç de iç açıcı bir tablo bulunmamaktadır.
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem
"İl Milli Eğitim Müdürlüğü sudan bahanelerle sürgünlere devam ediyor"
Eğitim ve Bilim Emekçileri Açısından;
Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenler, derslerin niteliğini artırmak için bilgisayar, tablet, internet vb. alarak yeni harcamalar yapmak zorunda bırakılmış ve artan internet ve telefon faturaları nedeniyle giderlerde önemli artışlar yaşamıştır. İnternet, bilgisayar ve tablet desteği görmeyen öğretmenlerimiz, uzaktan eğitim sürecinde ek ders ücretlerinin ödenmesi sürecinde de çeşitli mağduriyetlerle karşı karşıya bırakılmıştır. Yüz yüze eğitime kıyasla çok daha sınırlı olan uzaktan eğitimde ve canlı derslerde, örgün eğitimde uygulanan müfredatın aynısı verilmeye çalışılmış; müfredatta bir seyreltme ve azaltma yoluna gidilmemiştir.
Öğretmen arkadaşlarımız, yasalara aykırı olarak, görev tanımlarında olmayan işlerde görevlendirilmiş hem kendilerinin hem de ailelerinin sağlığı riske atılmıştır. Yine arkadaşlarımızın mesai saati diye bir kavram kalmamış, günün farklı farklı zamanlarında, akşam 18.00 den sonra ve hatta cumartesi günleri de ders yapmak durumunda kalmışlardır.
Bütün bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi, il milli eğitim müdürlüğü sudan bahanelerle arkadaşlarımızı sürgün etmeye devam etmiştir. Sürgünlerin takipçisi olduğumuzu, arkadaşlarımızın her zaman yanında olacağımızı, yapılan haksızlık ve hukuksuzluklara karşı yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.
Üniversitelerde liyakatsiz atamalar devam etmekte, adrese dayalı kadro duyuruları yapılmakta, asistanlar güvencesiz istihdam edilmektedir. Uludağ Üniversitesinde kısa zamanlı çalışmaya geçilmesine rağmen servis saatlerinde değişiklik yapılmamış, arkadaşlarımız yine önceki saatlerde iş yerlerine gidip gelmeye mecbur bırakılmıştır."
15 Şubat'ta Okullar Açılacak
MEB, 15 Şubat'ta okulların açılacağını açıkladı. Bilim insanlarının önerilerinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Erdem, "Bir türlü yeterince temin edilemeyen aşı, tüm yurttaşlara parasız yapılmalı, okulların açılabilmesi için koşullar oluşturulmalıdır. Mart 2020'de depreme dayanıksızlığı nedeniyle yıkılan okulların, şimdiye kadar bitirilebilecekken hala inşasına başlamamıştır. Seyreltilmiş yüz yüze eğitime geçildiğinde daha fazla dersliğe ihtiyaç olacağı gerçeği göz ardı edilmektedir. Bu okulların yapımına derhal başlanmalıdır." uyarısında bulundu.